Sunday, November 05, 2006

Gizemli bir din: Yezidilik

Yezidilik tarihçesi
Yezidilik, Musevilik gibi tek ulus dinidir. Hatta tek ulusun bir boyunun dinidir demek doğru olur. Dünyada sadece Kürtler arasında var olan Yezidilik inancı, bu ulusun tümü tarafından kabul edilmiştir. Kürtlerin sadece Behdinan veya diğer adıyla Kurmanç olan kolunun bir bölümü bu inancı tercih etmişlerdir.

Bu din, ulusal olmasına rağmen, kapısını başka uluslara kapatmamıştır. Herhangi bir ulusun bireyi bu dinin mensubu olabilir. Yaklaşık bin yıldır kurulmasına rağmen, başka ulusların bu dine rağbet göstermemesi de oldukça dikkat çekicidir.

Üç büyük tek tanrılı dinin karması olan Yezidilikte ibadet ve ritüellerin tümü pagan kültürüne aittir. Duaları, ve yılda bir kez hacda sabah gündoğumu, akşam günbatımında kıldıkları tek rekatlık namazları (bu namazda secde vardır) haricindeki bütün dinsel ritüelleri pagan kültürünün birer parçalarıdırlar. Karma bir dinin mensubu olan Yezidilerin Batılı kaynaklarda Arap, Kürt ve Asur kökenli oldukları ileri sürülmelerine rağmen, Gerek Osmanlı fermanlarında ve gerekse yaşayan yezidi pir ve şeyhlerinin söylediklerine göre Kürtlerin Behdinan (Kurmanc) kolundandırlar. Zaten konuştukları dil ise Kürtçe'nin Kurmanc şivesidir.

Bazı Arap tarihçiler, Yezidi inancının, Hariciliğin İbadiye kolundan ayrıldığını ve Yezid bin Ebi Uneyse'ye dayandığını iddia ederlerken, İran kaynakları da, Yezidi adının eski İran inançlarındaki İyilik Tanrısı İzd ya da Yeda'dan geldiğini savunuyorlar. Ancak Yezidliğin, Emevi soyundan ünlü tasavvufçu Şeyh Adiy bin Musafir'e dayandığı kesin bir gerçektir.

Çünkü, Yezidilik inancının kurucusu ve onu sistematikleştiren Şeyh Adiy'in Adaviler (Adaviyye) tarikatıdır. Yezidilerce, Yezidi inanç sisteminin kurucusu ve peygamber olarak kabul edilen Şeyh Adiy Bin Musafir, aslında Kadiri tarikatının kurucusu Abdülkadir Geylani ile birlikte İslam alimi İmam Gazali'den ders almış; Müslüman inançlı bir sufi olarak kabul edilmektedir. 1072 yılında Lübnan'ın Baalbek kentinde doğan Şeyh Adiy, 1116 yılındaki Mekke'ye hac ziyaretinden sonra öldüğü 1162 yılına kadar, bugün Kuzey Irak sınırları içerisinde bulunan Duhok yakınlarındaki Laleş Vadisi'ndeki eski bir Hıristiyan manastırını dergaha çevirerek mürit yetiştirmiştir.
Adiy bin Musafir 1162 yılında öldüğünde Laleş'teki dergahına gömülmüş ve türbesi çok geçmeden hac ziyareti için gelinen tapınağa dönüştürüldü. Bugün, Yezidi inancında hacı olabilmek için 6 Ekim'de bu vadiye gelerek, Kaniya Sıpi (Beyaz Çeşme)'de vaftiz olması, Şeyh Adiy'nin Sındıruk'unun (mezarı) etrafında üç kere dolaştıktan sonra, Zımzım tüneline girip oradaki kutsal mekanı tavaf etmesi ve Araf'a çıkması gerekiyor.
Şeyhin ölümünden sonra makamına yeğeni Abu'l Bereket bin Sahr seçilmiş; onun önderliğindeki müritleri "Adaviler" adıyla anılmaya başlamıştır. Tarikat ise Adavilik ve bilahare Sehbetilik diye adlandırılmıştır. Adaviliğin antik inançlarla sentezlenmesi ve Hakkari yöresindeki aşiretler arasında yaygınlaşması, tarikatın başına geçen Şeyh Adiy'in torunu Hasan bin Adiy döneminde olmuştur. Moğolların bölgeyi istilasından sonra 13 ve 14. yy.da bölgedeki otorite boşluğundan yararlanan Yezidilik faaliyeti, Musul, Hakkari, Botan çayı yöresi, Cizre, Nusaybin, Mardin, Van ve Urmiye'deki aşiretler arasında kök salmıştır. 1415 yılına kadar unutulan ancak bu tarihten itibaren taraftar kazanmaya başlayan ve bilahare Yezidilik adını alan Şeyh Adiy'in öğretisinin öncülü olduğu bu yeni dinin sembolü, Tavus kuşudur. Ama bu sembol, tavus kuşundan ziyade horoza benzemektedir.
Dinlerinin çok eski olduğunu, kuruluşu üzerine tarihi bilgilerin zaman içinde unutulduğunu, kaynaklarının kaybolduğunu söyleyen Yezidilerle ilgili sağlıklı bilgiler edinmek isteyen sosyologlar ve din bilimciler, bugüne kadar bu inancın zirvesindeki "Şeyhlerin Babası" ve kutsal hac mekanı olan Laleş Vadisi'ne giremediklerinden dolayı kesin ve gözleme dayalı bilgiler edinememişlerdir.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home